Suudi Arabistanın yakın zamanlarda esrarengiz biçimde öldürülen gazetecisi Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmeden birkaç ay önce verdiği röportaj. Cemal Kaşıkçının verdiği bu röportaj Global News tarafından Kanada basınıyla paylaşıldı. Kaşıkçı röportajda, “Her ne kadar Washington’da yaşıyor olsam da ben bile çoğu zaman susuyorum. Çünkü çok fazla gözdağı veriyorlar” sözleriyle tehdit edildiğini açıklıyor.
Cemal Kaşıkçı, Kanada ve Kanadalıların, Ortadoğu’da yaşanan insan hakları ihlallerini Batı’lı ülkeler arasında gündeme getirmesini “gayet iyi bir şey” şeklinde değerlendirdi.
Kaşıkçı, “Suudi Arabistan’ın, Kanada ile yaşanan bu karşı karşıya gelme durumu tamamen gereksiz. Yaşanan kriz, diplomatik kanallar aracılığıyla halledilebilir. Suudi Arabistan yönetimi, Kanada’nın neden kendi meseleleriyle ilgilendiğini söyleyebilir ama olayları neden daha üst seviyeye çıkarırlar ki?” değerlendirmesinde bulundu.
KAŞIKÇIDAN “SUUDİLERİN KANADA’YA İHTİYACI VAR” BEYANI
Global News’te 6 Ağustos’ta yayımlanan röportajda Kaşıkçı, Suudi yönetimini Suudi Arabistan’ı diğer ülkelere yabancılaştırmaları konusunda uyararak, “Suudi Arabistan’ın dostlara ihtiyacı var diye söyledi. Yemen ile savaşıyor, İran ile karşı karşıya duruyoruz. Bu yüzden Arabistanın Kanada ve Avrupa gibi dostlara ihtiyacı var. Suudi Arabistan her ne kadar ABD’ye ihtiyacı varsa aynı şekilde Kanada ve Avrupa’ya da ihtiyacı var” ifadesine yer verdi.
Arap ülkelerinin Kanada’nın eleştirilerine de ihtiyacı olduğunu kaydeden Kaşıkçı, “Arap dünyası, dünya nüfusunun yüzde 5’ini kapsıyor ama dünyadaki mülteci rakamının yüzde 50’si bu ülkelerden çıkıyor” dedi.
KAŞIKÇIDAN GÖZDAĞI VERİYORLAR UYARISI
Suudi Arabistan yönetiminin uygulamalarına karşı olan aktivistlerin durumuyla ilgili soruya ise Kaşıkçı, böyle dedi:
‘’Hapisteki Samar Badawi ve ülkedeki birçok aktivist aynı kaderi paylaşıyor. Suudi Arabistan’daki tüm aktivistler artık hiçbir yabancı gazeteci ile konuşmuyor, kendi aralarında buluşmuyorlar. Her biri içlerine çekilmiş durumdalar. Her ne kadar Washington’da yaşıyor olsam da ben bile bazen susuyorum çünkü çok fazla gözdağı veriyorlar.” (Kaşıkçı bununla açık şekilde korktuğunu söylüyor)
KAŞIKÇIYA NE OLMUŞTU.?
Suudi yönetimi, 2 Ekim tarihte İstanbul Başkonsolosluğu’na girdikten sonra haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın “konsolosluk binasında yaşanan olay sonucunda öldüğünü” açıklamıştı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, Suudi Arabistan Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma neticesinde, Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul Başkonsolosluğu’na geldiği sırada burada bulunan “başka Suudi vatandaşlarla tartışmaya başladığı, tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve bunun sonucunda Kaşıkçı’nın hayatını kaybettiği” iddia edilmişti.
PEKİ ASLINDA NE OLDU ?
PEKİ ASLINDA NE OLDU ?
Cemal Khashoggi ,(CEMAL KAŞIKÇI)- İstanbul'daki Suudi konsolosluğuna girer girmez boğuldu, ardından kasıtlı bir cinayette bedeni parçalandı ve yakıldı , kentin başsavcısı, Suudi gazetecinin ölümünün ilk resmi onayında söyledi.
Riyad daha önce Khashoggi'nin hain bir iade operasyonunda bir kavgada öldüğünü söyledi ve vücudunun sağlam bir şekilde sarıldığını ve kimliği belirsiz bir “yerel işbirlikçiler” tarafından atıldığını iddia etti.
Fakat çarşamba günkü açıklamada, Türk müfettişlerinin Khashoggi'nin kalıntılarının asitle yakılarak yok edildiği açıklandı.
KAŞIKÇI KİM ?
Cemal Kaşıkçı 1958'de Medine'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Suudi Arabistan'da gördü. 1982'de Indiana Devlet Üniversitesi'nden işletme yüksek lisans yaptıktan sonra ülkesine döndü.
1991'den 1999 yılına kadar Al Madina gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Ayrıca bu dönemde Afganistan, Kuveyt, Sudan gibi ülkelerde muhabirlik yaptı. 1987-1995 yılları arasında Usame bin Ladin ile bir kaç defa röportaj yaptı. 1999'dan 2003'e kadar Suudi Arabistan'ın İngiliz gazetesi Arab News'te yazı işleri müdür yardımcılığı yaptı. Buradan Al Watan'a geçtiken sonra iki ay boyunca yazı işleri müdürlüğü yaptı ancak Suudi Arabistan'ın dini kuruluşları hakkında eleştirel yazılar yazdığı gerekçesiyle görevden alındı. Bunun üzerine ülkeyi terk eden Kaşıkçı, Londra'da büyükelçilik yapan Prens Türki al Faysal'ın danışmanlığını yaptı.
Nisan 2007'de ikinci kez Al Watan'da yazı işleri müdürlüğü görevinde bulundu. Mayıs 2010'da yazdığı bir başka eleştirel yazıdan dolayı istifa etmek zorunda kaldı.
2010 yılında Al Watan'daki istifasının ardından, El-Velid bin Talal tarafından Bahreyn'deki el-Arab News Channel'ın genel yayın yönetmenliğine atandı. Ayrıca BBC ve Al Jazeera gibi kanallarda politik yorumculuk yaptı.
Eylül 2017'de Suudi Arabistan'ı terk ettikten sonra ABD'de yaşamaya başladı ve Washington Post gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder