Tevhidin dördüncü merhalesi (rububiyyetde tevhid ve tekvini yönetimi)hakkında geçen yayımımızda bahs etdik. Şimdi rububiyette tevhidin ikinci kısmına (teşriî yönetim) dikkat ediniz:
TEŞRİÎ YÖNETİM:
Allah Teala, geniş yaratılış aleminde yegane yönetici olduğu, varlık alemini ve insanların yaşantısını elinde bulundurduğu (tekvinî yönetim) gibi şeriat ve yasamayla ilgili her şey -hükümet, kanun koymak, itaat, şefaat ve suçların affı- de O'nun elindedir ve O'nun izni olmaksızın hiç kimse bu konularda tasarruf edemez. İşte bu nedenle hakimiyette tevhid, yasamada tevhid, itaatte tevhid... yönetimde tevhidin dallarından sayılmaktadır.Dolayısıyla, eğer Hz. Resulullah (s.a.a) Müslümanların yöneticisi seçilmişse, bu seçim Allah'ın izniyle gerçekleşmiştir ve işte bu nedenle ona itaat aynen Allah'a itaat gibi gerekli sayılmıştır, hatta Allah'a itaatin özü bilinmiştir.
Allah Teala şöyle buyuruyor: "Kim Resul'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur." (Nisâ, 80) Ve yine buyuruyor ki: "Biz hiçbir elçiyi, Allah'ın izniyle itaat edilmekten başka bir amaçla göndermedik." (Nisâ, 64) Çünkü eğer Allah'ın izni ve emri olmasaydı, peygamber ne yönetici olurdu, ne de kendisine itaat edilirdi ve gerçekte, onun hükümeti ve ona itaat ediliş Allah'ın hükümet ve itaatinin tecelligâhıdır.
Ayrıca görev tayini ilahlık işlerinden olduğu için hiç kimse Allah'ın emrettiği dışında bir şeye hüküm verme hakkına sahip değildir: "Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte kafirler onlardır!" (Mâide, 44)
Yine şefaat ve günahları affetmek Allah Teala'ya has haklardandır ve hiç kimse onun izni olmaksızın şefaat edemez; nitekim şöyle buyuruyor: "O'nun izni olmadan kendisinin katında kim şefaat edebilir?" (Bakara, 255) Ve yine şöyle buyuruyor: "(Allah'ın) razı olduğundan başkasına şefaat edemezler." (Enbiyâ, 28)
Dolayısıyla, İslam açısından, Hıristiyanlıkla olduğu gibi ilahî makam dışında bir kişinin cenneti satabileceği veya birinden ahiret azabını uzaklaştırabileceği düşüncesiyle af ve bağışlama kartlarının alış-verişi temel ve esası olmayan bir şeydir; nitekim şöyle buyuruyor: "Günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları da Allah'tan başka kim bağışlayabilir?" (Âl-i İmrân, 135)
Muvahhid bir insan bu söylediklerimizi göz önünde bulundurarak, din ve yasamayla ilgili konularda Allah Teala'yı yegane merci ve yönetici kabul etmeli; sadece Allah Teala'nın kendisi hüküm sürmesi ve dinî vazifeleri beyan etmesi için birini seçmişse bu durumda ona itaat edilmelidir.
Devamı var. Önceki kısım için tıklayın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder