İnsanın belki de en derin fıtri isteği manevi olgunluğa ulaşmaktır. İnsan daima fıtrî bir kaybın peşindedir. O, bir kuş tek ilahi fezada yüksekliğe can atıyor. İnsan daha yüksek noktaya ulaşmak, Allah hakkında olan fıtrî bilgisini gerçek bilgiye dönüştürmek arzusu ile yaşıyor. O, kendi marifetini artırmak, içinde hissettiği boşluğu doldurmak istiyor. Bu ise Allah'a yaklaşmakla mümkündür. Bu yüzden de, tarih boyunca çeşitli aşiretler manevi olgunluğa ulaşmak için yollar aramış ve bunu «irfan» adlandırmışlar.
İrfan(irfan hakkında geçen bölümlerde bilgi verdik) hissi tüm insanların fıtratının derinliğinde mevcuttur. Ama bunun en yüksek örneği peygamberlerin ve velilerin, özellikle İslam Peygamberi (saa) ve İmamların (as) fitretindedir.
Onların ardından gidip olduğunu takip edenler bu aramada daha kolay başarıya olurlar. Ama diğer yollarda ve mesleklerde yeterince yanlışlıklar vardır.
İçimizdeki Allah'a yaklaşmak isteğine uygun bir ölçüde konsantre olursak, neyin arayışında olduğumuzu anlarız. Ama bu istek nefsani isteklerin çektiği perde arkasında kalsa zann edeceğiz ki, aradığımız perde önünde durmuş nefsin isteğidir. Oysa, fıtri ihtiyaç Allah'a yakınlıktır. Semavi kitaplar ve ilahi şeriatlar gibi tüm peygamberler insanı manevi tekamül yoluna yönelten ilahi araçlardır.
SADIK YOL ARAYANLAR İÇİN İMAM SADIKIN (AS) ÖĞÜTLERİ
MÜELLİF . DOKTOR MİSBAH YEZDİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder