Mehir, Evlilik sözleşmesi esnasında erkeğin sunduğu bir tür hediye ya da hibedir... Bu hediye yeni hayatın başlangıcında sevgi tohumu eken kimsenin gücüne bağlıdır. Güç ve kudret sınırları içerisinde olduğu sürece az ya da çok olmasında bir sakınca yoktur. Hediye sembolik bir durum olup değeri maddi olarak ölçülmez. Aksine veren kimsenin duygusuna ve arkadaşına yapacağı ikramdaki arzusuna bakılır. Cömert olan elinde bulunanla bol bol verendir. Fakir bir kimsenin sunduğu
demir yüzük zengin bir kimsenin sunduğu kantarlar dolusu altına denktir. Her halükârda mihir kesin bir emir olup kadının ondan mahrum bırakılması doğru değildir.
Allahu Teala buyuruyor ki:
"Kadınlara mehirlerini bir hak darak (görül hoşluğıyla) verin..'.' (Nisa, 4).
İbn Ömer rivayet ediyor: "Rasulullah sigarı nehyetti. Şiğar; adamın kızını, evlendirdiği şahsın kızının kendisine vermesi şartıyla mihirsiz olarak evlendermesidir."[1]
Bu tür nikâhın haram kılınmasıyla kadının mehir hakkı korunmuştur. Mihir meselesi babaların kendi aralarında karşılıklı yaptıkları ticarî sözleşme gibi olmaz.
Yetimlerin mihri hususunda insaflı davranma ve mihrin misliyle verilmesi:
Allahu Teala buyuruyor:
"Şayet yetim (kızlarla evlenirseniz on)lar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsamz, size helal olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın..." (Nisa, 3). Urve b. Zübeyr'den rivayetle: Urve, Hz. Aişe'ye "Yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız" âyetini sorduğunda: "Ey kız kardeşimin oğlu! Bu yetim kız, velisinin evinde durur. Malına velisini ortak eder. Güzelliği ve malı velisinin hoşuna gider. Bunun üzerine mih-rinde adaleti gözetmeksizin başkaları ne veriyorsa mislini verrir ve onunla evlenmek ister. Veliler bundan nehyedilerek yetimler hakkında adaletli davranmaları ve geleneklerden daha fazla mihir vermeleri istenmiştir."[2]
Mihrin en hayırlısı en kolay olanıdır:
Ukbe b. Amir'den rivayetle Rasulullah şöyle buyuruyor: "Mihrin hayırlısı kolay olanıdır."[3]
Ebu Hureyre'den şöyle rivayet edilmiştir: "Bir adam Hz. Peygamber'e gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulüî Ensar'dan bir kadınla evlendim', dedi. Rasulullah: '...Kaça evlendin?1 dedi. O da: 'Dört evrak (kırkdirhem)' dedi. Rasulullah: 'Dört evrak ha! Sanki gümüşü şu dağın eteğinden yontuyorsunuz. Yanımızda sana verecek bir şey yoktur. Belki seriyye ile dönen ganimetten sana gönderebiliriz1, dedi."[4]
Ömer b. Hattab'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Kadınların mihirle-rinde sakın aşırı gitmeyin. Bu dünya da iyilik, Allah katında ise takvadır. İçinizden en hayırlı olanınız Peygamber'di. O hanımlarına yüz yirmi dirhemden fazla mihir vermedi..."[5]
Mihirde az ya da çoğun sının yoktur:
Evet, mihir erkeğin ödeme imkânına göre demir bir yüzük de olur; bir kantar altın da olur. İyad diyor ki: "Çoğunluk kadın ve erkeğin razı olacağı şeyle mihrin caiz olduğunu söylemiştir."[6]
Dipnotlar:
[1] Buhari, c.ll,s.66. Müslim, c. 4, s. 139.
[2] Buhari, c. 9, s. 307. Müslim, c. 8, s. 239.
[3] Hakim, Müstedrek. Bkz. Sahİhul-Camiu's-Sağir, Hadis no- 3274
[4] Müslim, c. 4, s. 142.
[5] Sahihu Süneni Nesai, Hadis no- 3142
[6] FethuI-Bari, c. 11, s. 115.
[7]Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 4/45-46
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder