HZ ALİ NEHCÜL BELAĞA
HUTBE 34
"Yuh olsun, yazıklar olsun size; ben artık sizi kınamaktan-azarlamaktan bıktım usandım. Ahirete
karsılık dünya hayatına mı razı oldunuz? zzet yerine zilleti mi tercih ettiniz? Sizleri düsmanınızla cihada davet edince korkudan gözleriniz dönüyor, adeta ölümün çetinligi ve gaflet sarhoslugu içinde
çırpınıyorsunuz ve benimle konusamıyorsunuz, sorularıma cevap veremiyorsunuz. Adeta aklınız gitmis deli/divane olmussunuz da akıl edemiyorsunuz. Karanlık gecelerde size güvenmiyorum.
Meyledilecek dayanak degilsiniz ki sizlere meyledilsin Güçlü dostlar degilsiniz ki sizlere ihtiyaç duyulsun. Siz sanki çobanları kaybolmus /yitmis develeriniz ki bir yandan toplanırsa, diger yandan dagılıp giderler. Allah'a andolsun ki siz savas atesini çok kötü yakıp tutusturanlarsınız. Onlar size hile/düzen kurmadalar, siz kurmuyorsunuz. Onlar yörenizi kaplıyor, sehirlerinizi alıyorlar; siz hiddetlenmiyor, karsı koymuyorsunuz.
Düsman sizden gaflet edip yatmıyor; siz gaflet uykusuna dalıp onları unutuyorsunuz.
Allah'a andolsun ki birbirine yardım etmeyenler alt/maglup olur gider. Allah'a andolsun zannediyorum ki savas kızısır ve ölüm/öldürme atesi alevlenirse sizler basın bedenden kopması gibi Ebu Talib Oglu'nun etrafından kopuk gideceksiniz. Allah'a andolsun ki düsmanın saldırısını bekleyen kisiye düsman saldırır, etini kemiginden sıyırır, kemigini kırar, un-ufak eder, derisini yüzer gider. (Böyle kisinin) Aczi/zayıflıgı oldukça büyüktür. Kalbindeki/gönlündeki azmi oldukça zayıftır. (Ey insan) stersen sen de böyle ol.
AmaAllah'a andolsun ki ben, düsmanın saldırısını beklemeden Mesrefî kılıcıyla (Mesarif köylerinde yapılan saglam kılıçla) düsmana öyle bir vururum ki kafa-taslarındaki küçücük kemikler havaya savrulur, elleri ve ayakları kesilir. Ben böyle yaptıktan sonra, (zafer ve fetih için ise) artık Allah diledigini yapar.
Ey insanlar benim sizin üzerinizde hakkım var, sizin de benim üzerimde hakkınız var. Benim
üzerimde olan hakkınız size ögüt vermek (hayrınızı istemek), beytülmalinizi adaletle bölüstürmek, cahil kalmayasınız diye sizlere ögretmek ve bilmeniz için sizleri terbiye etmektir.
Ama benim sizin üzerinizdeki hakkım; ettiginiz biate vefa etmeniz, gizli-asikar bana nasihat
etmeniz/hayrımı istemeniz, çagırdıgım zaman bana icabet etmeniz ve emrettigim zaman itaat etmenizdir."
SEYYİD RAZİ
Çeviri:
Kadri ÇELİK
www.KadriCelik.com
Tahkik:
Seyyid Ali Hüseyni BUHTÎ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder