7 Ocak 2020 Salı

Uydurulmuş olan “Ebu Bekir’in kapısı hariç mescide açılan tüm kapıları kapatın” hadisi


Bazıları bir hadise karşılık olarak “Ebu Bekir’in kapısı hariç mescide açılan tüm kapıları kapatın” diye bir şey uydurmuşturlar. inşaAllah bu çalışmamızda nasibilerin uydurmuş oldukları bu sözün asılsız olduğunu hem kendi rical ve hadis ilimlerine göre ve hemde tarihi bilgilere ortaya koyacağız.

1. hadislerin sened açısından tahlili: nasibiler bu uydurmalarını ibni Abbas ve Ebu Said el-Hudri r.a’a isnad etmiştirler ve bu hadisleri de imamları Buhari “es-Sahih” adlı kitabında rivayet etmiştir. şimdi öncelikle ibni Abbas’a, daha sonra ise Ebu Said el-Hudri r.a’a nispet edilen hadisi ele alıp inceleyeceğiz.


1-1. ibni Abbas r.a’a nispet edilen hadis: bu hadisi Buhari “es-Sahih” adlı kitabında şöyle rivayet etmektedir:


حدثنا عبد الله بن محمد الجعفي قال حدثنا وهب بن جرير قال حدثنا أبي قال سمعت يعلى بن حكيم عن عكرمة عن ابن عباس قال خرج رسول الله صلى الله عليه وسلم في مرضه الذي مات فيه عاصب رأسه بخرقة فقعد على المنبر فحمد الله وأثنى عليه ثم قال إنه ليس من الناس أحد أمن علي في نفسه وماله من أبي بكر بن أبي قحافة ولو كنت متخذا من الناس خليلا لاتخذت أبا بكر خليلا ولكن خلة الإسلام أفضل سدوا عني كل خوخة في هذا المسجد غير خوخة أبي بكر

…ibni Abbas dedi ki: Rasulullah s.a.a, vefatı ile neticelenen hastalığı sırasında başını bir bez ile bağlamış olduğu halde mescide çıktı ve minber üzerine oturdu, Allah’a hamd ve sena etti ve sonra şöyle buyurdu: “Şu muhakkak ki, insanlar içinde nefsi ve malı itibariyle be­nim üzerimde, Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe’den çok menn ve ata­sı olan hiçbir kimse yoktur. İnsanlardan bir dost edinecek olaydım, muhakkak Ebu Bekir’i kendime dost edinirdim. Lakin İslâm yü­zünden olan hullet (yani derin dostluk) daha faziletlidir. Ebu Bekir’in küçük kapısından başka mescide açılan kapıların hepsini be­nim tarafımdan kapatınız“


Buhari, “es-Sahih”, Namaz kitabı, hadis 455


cevap: bu hadis sahih değildir, çünkü senedinde kırmızı ile işaretlemiş olduğum ravi İkrime b. Abdullah el-Berberi vardır ki, kendisi hem yalancı ve hemde harici (imam Ali a.s’ı tekfir eden bir akide) mensubudur. onun hakkında geniş bilgiyi linkten ala bilirsiniz: yalancı ve harici olan nasibi imamı İkrime


1-2. Ebu Said el-Hudri r.a’a nispet edilen hadis: bu hadisi nasibilerin hadis imamı Buhari Ebu Said el-Hudri r.a’dan 2 isnad ile rivayet etmiştir. şimdi bu isnadların her birini ayrı ayrılıkta inceleyeceğiz:


1-2-1. ilk isnad: Buhari “es-Sahih”inde şöyle rivayet etmektedir:


حدثنا إسماعيل بن عبد الله قال حدثني مالك عن أبي النضر مولى عمر بن عبيد الله عن عبيد يعني ابن حنين عن أبي سعيد الخدري رضي الله عنه أن رسول الله صلى الله عليه وسلم جلس على المنبر فقال إن عبدا خيره الله بين أن يؤتيه من زهرة الدنيا ما شاء وبين ما عنده فاختار ما عنده فبكى أبو بكر وقال فديناك بآبائنا وأمهاتنا فعجبنا له وقال الناس انظروا إلى هذا الشيخ يخبر رسول الله صلى الله عليه وسلم عن عبد خيره الله بين أن يؤتيه من زهرة الدنيا وبين ما عنده وهو يقول فديناك بآبائنا وأمهاتنا فكان رسول الله صلى الله عليه وسلم هو المخير وكان أبو بكر هو أعلمنا به وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم إن من أمن الناس علي في صحبته وماله أبا بكر ولو كنت متخذا خليلا من أمتي لاتخذت أبا بكر إلا خلة الإسلام لا يبقين في المسجد خوخة إلا خوخة أبي بكر

…Ebu Said el-Hudri dedi ki: Rasulullah s.a.a minber üzerine oturdu ve: “Şübhesiz bir kul var ki, Allah onu dünyanın güzelliğinden kendisine dilediği kadar vermekle, kendi yanındaki âhiret atıyyeleri arasında muhayyer kıldı; o kul da Allah katında olan şeyleri tercih etti” buyurdu. Bu söz üzerine Ebû Bekr ağladı ve: “Babalarımız, analarımız Sana feda olsun” dedi. Biz Ebu Bekr’in bu sözlerine hayret ettik. İnsanlar da hayret edip: “Bu şeyhe bakınız! Rasulullah, Allah’ın dünya güzelliğinden vermekle kendi yanında olan şeyler arasında muhayyer kıldığı bir kul­dan haber veriyor, bu şeyh de: “Babalarımızı, analarımızı Sana feda ettik” diyor!” dediler. Meğer Rasulullah, o muhayyer kılınan kul imiş. Ebu Bekr de bu­nu hepimizden iyi bilen imiş. Rasulullah s.a.a buyurdu ki: “Şübhesiz arkadaşlık hususunda da, mal harcama hususun­da da insanların bana en çok vergilisi olan Ebu Bekir’dir. Ümmetimden birini kendime dost edinecek olaydım, muhakkak Ebu Bekir’i edinirdim, lakin İslam yüzünden olan kardeşlik ve sevgi (şahsi dost­luktan üstündür). Mescid’de Ebû Bekr’in küçük kapısından başka kapanmadık hiçbir kapı kalmasın“


Buhari, “es-Sahih”, Ensarın menkıbeleri kitabı, hadis 3691


cevap: bu hadis bu isnad ile sahih değildir, zira hadisin senedinde kırmızı ile işaretlediğim ravi İsmail b. Abdullah amcası Malik’ten rivayet etmiştir. oysa ravi İsmail b. Abdullah zayıftır. Ukeyli onun zayıflar arasında zikr etmiş ve şöyle demiştir:


إسماعيل بن عبد الله بن أبي أويس المديني

İsmail b. Abdullah b. Ebu Uveys el-Medeni


معاوية بن صالح قال سمعت يحيى بن معين يقول أبو أويس وابنه ضعيفان

وحدثني أسامة الرقاق بصري يقول سمعت يحيى بن معين يقول إسماعيل بن أبي أويس يسوى فلسا

Muaviye b. Salih dedi ki: Yahya b. Main’in şöyle dediğini duydum: “Ebu Uveys ve oğlu zayftırlar.”

Rakik el-Basri dedi ki: Yahya b. Main’in şöyle dediğini duydum: “İsmail b. Ebu Uveys helak olmuştur.”


Ukayli, “ed-Duafa”, 1/87


ve bir diğer ehli sünnet rical alimi olan ibni Hacer onun biografisinde şu bilgileri vermektedir:


اسماعيل بن عبدالله بن عبدالله بن أويس بن مالك بن أبي عامر الاصبحي

İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Uveys b. Malik b. Ebu Amre el-Ashabi


وقال معاوية بن صالح عنه هو وأبوه ضعيفان

النسائي ضعيف وقال في موضع آخر غير ثقة

Muaviye b. Salih Yahya b. Main’den şöyle dedi: “o ve babası zayıftırlar.”

Nesai dedi ki: “zayıftır, sika (güvenilir) değildir.”


ibni Hacer, “Tehzib et-Tehzib”, 1/271-272, 568-ci ravi


ibni Adi ise onun hakkında şunları beyan etmektedir:


إسماعيل بن أبي أويس

İsmail b. Ebu Uveys


النضر بن سلمة المروزي يقول بن أبي أويس كذاب

Nadr b. Seleme el-Mervezi dedi ki: “ibni Ebu Uveys yalancıdır.”


ibni Adi, “el-Kamili fid Duafa”, 1/323


1-2-2. ikinci isnad: bu isnad ile hadisi yine Buhari “es-Sahih”de rivayet etmiştir, bu hadisin metni de yukarıda aktardığımız hadis ile aynıdır. o yüzden tekrara yer vermemek için sadece hadisin senedini aktarıyoruz:


حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ حَدَّثَنَا فُلَيْحٌ قَالَ حَدَّثَنِي سَالِمٌ أَبُو النَّضْرِ عَنْ بُسْرِ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ

bana Abdullah b. Muhammed rivayet etti, dedi ki: bana Ebu Amr rivayet etti, dedi ki: bana Fuleyh rivayet etti, dedi ki: bana Ebu Nadr Sellam Bişr b. Said’den, o da Ebu Said el-Hudri’den şöyle anlattı:


Buhari, “es-Sahih”, Sahabenin fazileti kitabı, hadis 3454


cevap: bu hadisin bu senedi de yukarıdaki sened gibi sahih değildir, hadisin senedinde işaretlenmiş olan ravi Fuleyh zayıftır, ibni Hacer onun biografisinde diyor ki:


فليح بن سليمان بن أبي المغيرة

Fuleyh b. Süleyman b. Ebu Muğire


قال عثمان الدارمي عن ابن معين ضعيف ما أقربه من أبي أويس

وقال الدوري عن ابن معين ليس بالقوي ولا يحتج بحديثه وهو دون الدراوردي

وقال أبو حاتم ليس بقوي

وقال النسائي ضعيف وقال مرة ليس بالقوي

Osman ed-Daremi Yahya b. Main’den dedi ki: “zayıftır, ibni Ebu Uveys ile arasında bir fark yoktur.”

Duri ibni Main’den dedi ki: “kavi değildir ve hadisi ile ihticac edilmez.”

Ebu Hatim dedi ki: “kavi değildir”

Nesai dedi ki: “zayıftır” başka bir yerde ise “kavi değildir” demiştir.


ibni Hacer, “Tehzib et-Tehzib”, 8/272-273


bu nasibilerin Ebu Bekir hakkında uydurmuş oldukları hadisin bizzat kendi rical ve hadis ilimlerine göre tahlili idi ama tarihi açıdan konuya bakıldığında bunun uydurma olduğu daha açıkca görülecektir. şimdi inşaAllah bu hadisleri tarihi açıdan inceliyoruz:


2. hadislerin tarihi açıdan incelenmesi: bu uydurma hadisler Ebu Bekir’in kapısının mescide açıldığını ve Rasulullah s.a.a’in bu kapı hariç tüm kapıların kapatılmasını emrettiğini söylüyor. oysa Ebu Bekir hicretten kendi hilafetinin altıncı ayına kadar Medine’de değil Sunuh’ta yaşamıştır.


2-1. Ebu Bekir hicret sonrası Sunuh’a yerleşmiştir: ibni Kesir “el-Bidaye ven Nihaye” adlı tarih kitabında diyor ki:


قال محمد بن إسحاق: فنزل رسول الله صلى الله عليه وسلم -فيما يذكرون يعني حين نزل بقباء- على كلثوم بن الهدم أخي بني عمرو بن عوف ثم أحد بني عبيد، ويقال بل نزل على سعد بن خيثمة، ويقول من يذكر أنه نزل على كلثوم بن الهدم: إنما كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا خرج من منزل كلثوم بن الهدم جلس للناس في بيت سعد بن خيثمة، وذلك أنه كان عزباً لا أهل له، وكان يقال لبيته بيت الأعزاب والله أعلم.

ونزل أبو بكر رضي الله عنه على خبيب بن إساف أحد بني الحارث بن الخزرج بالسنح، وقيل على خارجة بن زيد بن أبي زهير أخي بني الحارث بن الخزرج

Muhammed b. İshak dedi ki: Küba’ya Külsüm b. Hemd’in yanına konuk olduğu zaman Rasulullah s.a.a Beni Amr b. Avf’ın -O, Beni Ubeyd kabilesindendir- yanına var­dı. Sa’d b. Hayseme’ye konuk olduğunu söyleyenler de vardır. Külsüm b. Hedm’in yanma misafir olduğunu söy­leyenler derler ki: “Rasulullah s.a.a Külsüm b. Hedm’in evinden çıktığında halkla rahatça görüşebilmek için Sa’d b. Hayseme’nin evine gidip oturdu. Çün­kü o, bekar bir kimse idi. Evinde kimseler yoktu. Orası, Rasulullah s.a.a’ın Muhacirlerden olan ashabından bekarların evi haline gelmişti. Bundan dolayı Sa’d b. Hayseme’nin yanma misafir olduğu söylenir. Sa’d b. Hay­seme’nin evine bekarlar evi denirdi. Ebu Bekir es-Sıddık ise, Hubeyb b. İsaf’ın yanına konuk oldu. Bu zat, Beni Haris b. Hazreç kabilesindendir, Sünh’de bulunuyor­du.


ibni Kesir, “el-Bidaye ven Nihaye”, 2/270


2-2. Ebu Bekir Rasulullah s.a.a’in vefatına kadar Sunuh’ta yaşamıştır: Buhari de dahil nasibilerin tarih ve hadis alimleri Aişe’den şöyle rivayet etmiştirler:


حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ قَالَ أَخْبَرَنِي مَعْمَرٌ وَيُونُسُ عَنْ الزُّهْرِيِّ قَالَ أَخْبَرَنِي أَبُو سَلَمَةَ أَنَّ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا زَوْجَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَخْبَرَتْهُ قَالَتْ أَقْبَلَ أَبُو بَكْرٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ عَلَى فَرَسِهِ مِنْ مَسْكَنِهِ بِالسُّنْحِ حَتَّى نَزَلَ فَدَخَلَ الْمَسْجِدَ فَلَمْ يُكَلِّمْ النَّاسَ حَتَّى دَخَلَ عَلَى عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا فَتَيَمَّمَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ مُسَجًّى بِبُرْدِ حِبَرَةٍ فَكَشَفَ عَنْ وَجْهِهِ ثُمَّ أَكَبَّ عَلَيْهِ فَقَبَّلَهُ ثُمَّ بَكَى فَقَالَ بِأَبِي أَنْتَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ لَا يَجْمَعُ اللَّهُ عَلَيْكَ مَوْتَتَيْنِ أَمَّا الْمَوْتَةُ الَّتِي كُتِبَتْ عَلَيْكَ فَقَدْ مُتَّهَا

…Nebi s.a.a’in zevcesi Aişe dedi ki: “Nebi s.a.a’in vefatı zamanı Ebu Bekir atına binerek yaşadığı Sunuh’tan Medine’ye geldi, doğru benim evime girdi, Nebi s.a.a’e yak­laştı. Nebi s.a.a’in yüzü yemani bir bürde ile örtülü idi, yüzünden örtüyü açtı. Sonra üzerine kapandı ve O’nu öptü; sonra ağladı. Bunun ardından: “Ya Nebiyallah! Babam sana feda olsun. Allah sa­na bu ölüm şiddetinden başka ikinci bir ölüm vermeyecektir. Sana yazılmış olan bu mukadder ölüm geçidini ise şimdi geçmiş bulunu­yorsun” dedi.”


Buhari, “es-Sahih”, Cenazeler kitabı, hadis 1185


nasibi alimlerinden Muhammed Yusuf Kandehlevi “Hayatus Sahabe” adlı kitabında bu konuda diyor ki:


Ebu Bekir, halife seçildikten sonraki ilk altı ayı bu şartlar içerisinde Sunuh’ta geçirdi, sonra Medine’ye taşındı.


“Hayatu’s-Sahabe”, Akçağ Yayınları: 2/180-182


tüm bunlardan sonra bu ne utanmazlıktır ki, Sunuh’tan Medinede bulunan mescid için bir kapı olduğu idda ediliyor?

Kaynak .Velayet.wordpress.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder