“Yetmiş Üç Fırka ...” Hadisi
Ümmetin kurtuluşu konusu da ne yazık ki alternatif rivâyetsiz kalmamış! Hemen-hemen her kesin bildiği ve özellikle dillerine doladığı bu rivâyete göre Allah'ın Rasûlü (s.a.a) ümmetinin 73 fırkaya ayrılacağını; biri dışında hepsinin cehenneme gideceğini ifade ediyor. Kendisine o “bir fırka”nın kimler olduğu sorulunca şu cevabı veriyor:“Benim ve ashâbımın yolundan gidenler!!!”
Bunun için önce “yetmiş üç fırka” hadisine bir göz atalım ve hangi sahâbîlerden rivâyet edildiğini görelim:
1. Ebû Hürayra: Rivâyette Yahudilerin 71, Hıristiyanların 72, bu ümmetin ise 73 fırkaya ayrılacağı vurgulanıyor; bunun dışında başka bir şeye değinilmiyor.
( Ahmed (II, 332), Ebû Dâvûd (sünnet, 1), Tirmizî (îmân, 18), İbn Mâce (fiten, 17) ve Hâkim (I, 6, 128) sahih isnadla rivâyet ediyor.)
2. Avf b. Mâlik: Rivâyette yukardakine ilaveten, Allah'ın Rasûlü (s.a.a) “Bir fırka dışında hepsi cehennemlik!” diyor. O “bir fırka”nın kim olduğu sorulunca, sadece “cemaat!” demekle yetiniyor.
( İbn Mâce (fiten, 17) Ehl-i Beyt karşıtı Hımslı râvîlerden oluşan bir isnadla rivâyet ediyor. Hâkim bu hadisi farklı bir isnadla;
“Ümmetim 70 küsür fırkaya ayrılacak; içlerinde vebali en büyük olan fırka ise, reyleriyle kıyas yaparak; helalı haram, haramı da helal yapanlardır!” lafızlarıyla rivâyet ediyor. (IV, 430) Ardından da
hadisin “Buhârî ile Müslim’in şartlarına göre sahih” olduğunu belirtiyor. )
3. Enes b. Mâlik: İbn Mâce’nin Avf’tan rivâyet ettiği hadisin lafızlarına benziyor. ( Ahmed (III, 120, 145) ve İbn Mâce (fiten, 17) sahih isnadla rivâyet ediyor. )
4. Muâviye: Lafızları İbn Mâce’nin Avf’tan rivâyet ettiği hadisin lafızları gibi. ( Ahmed (IV, 102), Ebû Dâvûd (sünnet, 1) ve Dârimî (siyer, 75) rivâyet ediyor. Bu da tamamen Ehl-i Beyt karşıtı Hımslı
râvîler kanalıyla geliyor. )
5. Abdullâh b. Amr b. Âs / Âsî: Yukarda geçen “Benim ve ashâbımın yolundan gidenler!!!” ifadesi bu rivâyette geçiyor. ( Afrika kadısı olarak bilinen Abdurrahmân b. Ziyâd kanalıyla
Tirmizî (îmân, 18) ile Hâkim (I, 128-129) rivâyet ediyor. )
Abdurrahmân hakkında Buhârî her ne hikmetse suskunluğu tercih ediyor. Halbuki Ahmed, Yahyâ b. Maîn, Abdurrahmân b. Mehdî, Yahyâ el-Qattân, Müellifimiz, Dâraqutnî, İbn Adiy, Hâkim, ez-Zehebî ve İbn Hacer “zayıf” diyorlar onun için. Hatta İbn Hıbbân “siqa râvî-lerin adlarını kullanarak hadis uydurur!” diyor. Kaynaklarda tedlisçi-liğine de ayrıca değiniliyor. Yani rivâyet ettiği hadisin kabul görmesi için o hadisin metin ve senedinde oynama yapabiliyor. 1
Dolayısıyla rivâyetin isnadı çok zayıf! Zaten es-Süyûtî ile el- Münâvî de aynı kanaatte.2
1- ez-Zehebî, II, 561-564, IV, 561; İbn Hacer, et-Taqrîb: I, 447; el-Münâvî, V, 347
2- el-Münâvî, V, 347 Hatta İbn Hazm, sadece “cemâat” ve “fırka” hadislerinin bile aslâ sahih olmadığını ileri sürüyor. bk. el-Fisal: III, 248
Ayrıca; 6. Übey b. Ka’b, 7. Câbir b. Abdillâh, 8. Ali (a.s) (=el- Harzemî, 331), 9. Ömer b. Hattâb, 10. Abdullâh b. Ömer, 11. Abdul-lâh b. Mes’ûd, 12. Abdullâh b. Abbâs, 13. Ebüd-Derdâ, 14.
Sa’d b. Ebî Vaqqâs, 15. Ebû Ümâme, 16. Vâsile b. Esqa’ ve 17.Amr b. Avf-dan (=Hâkim, I, 129) da rivâyet ediliyor. 1
Ümmetin 73 fırkaya ayrılacağını belirten rivâyetlere bir şey demiyoruz. Kurtuluşa erecek fırkanın “cemaat” yada “fırka” olduğunu ifade eden rivâyetlerle de işimiz yok! Çünkü her iki kavram
da kapalı ve en azından o rivâyetlerde açıklanmamış. Dolayısıyla kimseye faydası yok! Geriye sadece Abdullâh b. Amr rivâyeti kalıyor.
“Benim ve ashâbımın yolundan gidenler!!!” ifadesi yalnızca bu rivâyetin sonunda yer alıyor.
Birincisi, ashâb içinde zina, hırsızlık, içki, riba (faiz), başkasının malını-mülkünü yağmalama ve haksız yere adam öldürme gibi pekçok suç işleyenler var! Ashâbın yolunu izlemek bizi kurtuluşa
eriştirecekse, o sahâbîleri örnek alıp aynı suçları işleyebiliriz; bundan dolayı da sorumlu olmayız! Bunun ise ne kadar saçma bir şey olduğu meydanda. Dolayısıyla burada bütün ashâbın kastedilmiş
olması kesinlikle imkansız!
İkincisi, eğer ashâbın içerisinde özel bazı kişiler kastediliyorsa bu zaten doğru. O zaman bu sözler gerçekten Allah'ın Rasûlü’ne (s.a.a) aitse, “ashâb”dan maksat hiç şüphesiz Ehl-i Beyt’tir. Çünkü
Ehl-i Beyt de ashâbdan ve üstelik ashâbın en önde gelenlerinden. Üçüncüsü, rivâyetin başında Abdullâh b. Amr var. Abdullâh ise, hilekâr babası Amr b. Âs ile birlikte, Hz. İmam’a karşı “bâğî” Muâviye’nin yanında yer almış, Ehl-i Beyt karşıtı birisi. Böylelerinin ise, Allah ve Rasûlü yanında ne kendisinin, ne de rivâyet ettiği bir hadisin kıymeti var! Çünkü Ali’ye ve Ehl-i Beyt’e karşı olmak, aynı zamanda Allah ve Rasûlü’ne karşı olmak anlamına gelmiyor mu!?
Dördüncüsü, Abdullâh b. Amr’a dokunmasak bile senedinde Ab-durrahmân b. Ziyâd el-İfrîqî var; ki durumunu az önce gördünüz. İşte “fırka-i nâciye biziz!” diyenlerin temel dayanağı olan rivâyetin
hali. Açıkça belli ki, rivâyetin bu sorulu-cevaplı kısmı; ya Abdullâh b. Amr’ın marifeti, yada Abdurrahmân’ın! Ancak, Ehlisünnet âlimlerinin, kendi ölçülerine göre de bu kadar sakat olmasına rağmen, bu rivâyeti mezhepler tarihi kitaplarında baş tacı ettiklerini, halen bu rivâyete dayandıklarını, onu kesin bir hadismiş gibi sunduklarını görmek; hem bizi düşündürüyor, hem de -onlar adına- çok üzüyor!
1- el-Bağdâdî, el-Farq: 8~9; İbn Arrâq, et-Tenzîh: I, 310; el-Aclûnî, Keşf’ül- Hafâ: I, 169, 369-370
Etiketler
#73 fırka hangileri
#73 fırka sahih hadisler
#“Fırka-i naciye” kimlerdir?
#bir fırka cennette, yetmiş iki fırka ise ateştedir.
#Ümmetim Yetmiş Üç Fırkaya Ayrılacak Hadisi Şerifin Açıklaması
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder